Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan: Türkiye’de ciddi bir yatırım seferberliği var

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, son dönemde küresel emtia fiyatları, tedarik zincirlerindeki sıkıntılar, döviz kuru gelişmeleri ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın etkisiyle artış kaydeden enflasyonu kalıcı olarak düşürme noktasında kararlı olduklarını söyledi.

Mahmut Gürcan, dünyada enflasyonun hızlı bir biçimde artışını sürdürdüğünü ve enflasyonun küresel bir sorun haline geldiğini belirterek, “Küresel gelişmelere paralel olarak enflasyon ülkemizde de artış eğilimi kaydetmiştir. Son dönemde küresel emtia fiyatları, tedarik zincirlerindeki sıkıntılar, döviz kuru gelişmeleri ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın etkisi ile artış kaydeden enflasyonu kalıcı olarak düşürme noktasında kararlıyız. Önümüzdeki dönemde enflasyonda yatay bir seyir bekliyoruz” dedi.

Türkiye’nin, 2022 yılının ilk çeyreğinde verisi açıklanan G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen 3. ülke olduğunu aktaran Gürcan, “Öncü göstergeler, 2022 yılında da iç ve dış talebin pozitif katkı verdiği dengeli büyümenin sürdüğüne işaret etmektedir. Sanayi üretimi yıllık bazda güçlü artışına devam etmektedir. İstihdamda salgının etkisiyle yaşanan kayıplar telafi edilirken, işsizlik oranı pandemi öncesi seviyesinin altına gelmiştir” diye konuştu.

Mayıs 2020’de 165,7 milyar dolar olan yıllıklandırılmış ihracatın, 2022’nin mayıs ayı geçici dış ticaret verilerine göre 242,6 milyar dolara yükseldiğini bildiren Gürcan, “Bu da Türkiye Ekonomi Modeli’nin başarısını gösteriyor. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 97,1 ile tarihinin en yüksek seviyesinde. Turizm alanında kayda değer pazar çeşitliliğine sahibiz. Bu yıl Rusya ve Ukrayna dışındaki ülkelerden oldukça yüksek düzeyde ziyaretçi girişi bekliyoruz. Bu iki ülkeden gelen turist sayısındaki azalmayı diğer ülkelerle telafi edebilecek kapasiteye ve ilişkilere sahibiz. Yakın dönemde iç ve dış talep arasında daha dengeli büyüme kompozisyonu sayesinde cari işlemler dengesinde kalıcı iyileşme bekliyoruz. Buğdayda ve tahılda herhangi bir kıtlık görünmemekte, rekoltede yeterlilik var. Önümüzdeki harman döneminde kendi kendine yetebilen ender ülkelerden olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

”TÜRKİYE’DE CİDDİ BİR YATIRIM SEFERBERLİĞİ VAR”

Türkiye’nin gelmiş olduğu noktada, özellikle üretimi ve ihracatı artıracak çalışmaları iş dünyasıyla birlikte sürdürdüklerini vurgulayan Gürcan, şunları kaydetti:

“Türkiye’nin enerjiden kaynaklanan cari açığını da üreterek gidermeye inancımız tam. Devletimiz ve sanayimiz el ele vererek Türkiye’yi çok daha iyi noktaya getirecek üretim pazarımızı geliştireceğiz. Şu enflasyonist ortama rağmen yatırım rüzgarının estiğini biliyoruz. Sanayicilerimiz, iş insanlarımız yeni yeni yatırımlar için bizlerle iletişime geçiyor. Görüyoruz ki şu an Türkiye’de ciddi bir yatırım seferberliği var. Tabii bunun en büyük nedenlerden biri Çin’den kaynaklanan lojistik ağının kırılması. Türkiye, konumunu bu açıdan çok pozitif yönde kullanabilmekte. Geçmiş yıllarda kurdan dolayı bulunan dezavantajını şu anda reel kur politikasıyla pozitife çevirmiş durumda. Aynı zamanda jeopolitik konumuyla bunu çok iyi değerlendiriyor. Şu an tüm dünyanın gözü Türkiye’de. İthalat yapmak için sanayicilerimizin kapılarını aşındırıyorlar. İhracatımızın da üreterek daha iyi seviyeye geleceğine ve artacağına inancımız tam. Şu an itibarıyla yaklaşık 250 milyar dolar sınırına ulaştı ihracatımız. 2023 hedefimiz 500 milyar dolardı ama bunu da kısa sürede yakalayacağımıza inanıyoruz. Devletimiz sanayicimizin, üreticimizin yanında. Her türlü destekle sorunlarınızı çözmeye devam edeceğiz.”

Türkiye’nin, bütçe dengesinde 2021 yılında birçok ülkeden pozitif ayrıştığını ifade eden Gürcan, “Bütçe dengemizin gayet olumlu olduğunu görmekteyiz. Yatırımlar için Türkiye’de çok ciddi avantajlar var. Genç nüfusumuz yaklaşık 13 milyon. Bu da yatırım ortamını teşvik etmekte. Üniversitelerin öğrenci kapasitesi ve mezun sayısını artırdık. Yatırımcılar Türkiye’de kalifiye eleman bulmakta zorluk yaşamıyor. Ülkemizde altyapı yatırımları konusunda çok önemli mesafeler katettik. Türkiye’nin bu pozisyonu bundan sonraki dönemde kaynaklarını üretim, ihracat ve istihdamın daha da artırılması yönünde kullanmasına imkan tanıyacaktır. Fiyat İstikrarı Komitemiz (FİK) önümüzdeki dönemde gerek arz güvenliğini sağlamak gerek fiyat istikrarının sağlanması için her türlü tedbiri alacaktır. FİK’te atılacak proaktif adımlar sayesinde enflasyonun düşmesini destekleyeceğiz” şeklinde konuştu.

Dijital ürün takip sistemine değinen Gürcan, “Ürün arz güvenliğine ve enflasyonla mücadeleye katkı sağlayacak şekilde bu sistemi kullanacağız. Türkiye Ekonomi Modeli’nin en önemli çıktılarından birisi yine fiyat istikrarıdır. Hazine destekli KGF paketlerimizde imalat, ihracat, tarım, turizm, teknoloji ve toptan ve perakende sektörlerine öncelik veriyoruz. İklim değişikliği ile mücadele de önemli önceliklerimizden biridir” ifadelerini kullandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir