Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in başında bulunduğu iktisat idaresinin IMF telaffuzlarını de gündeme getirerek minimum ücretliyi alıştırmaya çalıştığı yüzde 25 artırım oranı daha maaşlara uygulanmadan açıklanan açlık sonunun altında eridi. Patronlar de maliyetlerle artırım sonrasında artacak enflasyonu münasebet göstererek yüzde 25’i makul göstermeye çalışıyor.
Asgari fiyat için İş Bankası Genel Müdüründen Hakan Aran’dan ‘sübvansiyon’ önerisi geldi. Katıldığı aktiflikte gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ortan, kişi başına düşen ulusal gelirin herkesin hissedeceği noktaya getirilmeden tartışmaların bitmeyeceğini vurgulayarak şöyle konuştu:
“Biz enflasyonu tekrar denetim altına alıp ülkenin, gelir dağılımını tekrar düzeltip kişi başına düşen ulusal geliri daha adil bir biçimde herkesin hissedeceği noktaya getirmeden bu tartışma bitmez. Herkesin haklı olduğu bir tartışma. Konuşulup, tartışılıp, uzlaşılmadan da ayrılmaya mahkum görünüyor.
YÜZDE 25 SÖYLEMİ
Dışardan gazel okumak çok kolay. Yaşanan enflasyon kadar artış isteyenin haklı olduğu, istenen artış verilirse rekabette geriye kalma ve eserini satamama telaşı taşıyan endüstricinin halkı olduğu bir yerde hakemlik yapmak çok sıkıntı. Her bölümü, hem sanayiciyi hem taban fiyatla çalışanı teşvik edici diğer sistemler koymak lazım. Yoksa anlaşmak mümkün değil. Eğitim, besin, yiyecek konusunda yapılacak sübvansiyonlarla, endüstrici için de ihracat yapanı destekleyecek öteki sistemlerle iki tarafın da yükünün hafifletilmesi lazım.
Asgari fiyata yüzde 40 artırım yapılırsa endüstricinin rahatlatılması gerekir. Yüzde 25 artırım yapılırsa minimum fiyat alan kişinin öbür siyasetlerle rahatlatılması lazım” diye konuştu.
(EKONOMİ SERVİSİ)