Ticaret Bakanı Mehmet Muş, “Dünya, hiç olmadığı kadar gergin ve öngörülemez bir süreçten geçiyor. Türkiye, bu süreci yönetiyor. Şayet dalgalanmaları Türkiye’de bu kadar hissetmiyorsak bunun bir sebebi var. Hükümetin güçlü olması, başkanların bunu göğüslemesindendir. Yoksa bu hadiselerden çok daha vahim sonuçlar ortaya çıkabilirdi. Alım gücümüz enflasyondan kaynaklı bir nebze düşmüş olabilir ancak bunu üç kat artıran bu iktidardır. Yeniden geldiği yerin üstüne çıkaracak olan da bu iktidardır” dedi.
Programlara katılmak üzere kente gelen Muş, Bitlis Valiliği’ni ziyaret ederek Vali Oktay Çağatay ile görüştü. Daha sonra AKP Vilayet Başkanlığı’nda ‘2023’e Hakikat Kent Buluşmaları’ programında partilerle buluşan Bakan Muş, burada yaptığı konuşmada, Bitlis’te vizyon projelerle bir değişim ve dönüşümün olduğunu gözlemlediklerini söyledi.
Kentte çok süratli bir kalkınma atağının gerçekleştiğini aktaran Muş, “Birinci OSB dolmuş, ikincisinin hazırlıkları başlamış. Yatırımlar akın akın Bitlis’e geliyor. Çok uzun sürmez, kısa bir mühlet sonra ihracat listesinde Bitlis’in ismini duymaya başlayacağız. Bu kent, bu potansiyeli ortaya koyuyor. Bu kent, insanıyla, harika tabiatı ve tarihi kıymetleriyle, mutfağı, girişimcileriyle nitekim Doğu Anadolu’daki göz bebeklerimizden biri. Bu bölgede uyguladığımız teşvik siyasetleri, huzurun tesis edilmesi, asayişin sağlanması, insanların birbiriyle münasebetleri, insanların geleceğe dair umutlarının yeşermesi, geleceğe dair umutlarının en güçlü olduğu noktaya çıkması bu gelişmeyi ortaya koyuyor” tabirlerini kullandı.
“Fuzuli tartışmalarla ülkenin gündemini meşgul etmek istemiyoruz”
Türkiye’nin çok değerli bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini kaydeden Muş, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Enflasyon haricinde Türkiye’de makro ekonomik istikrarlar çok sağlıklı”
Dünyada güç istikrarlarının artık değiştiği belirten Muş, salgın periyodunda yaşananları hatırlatarak, Türkiye’de sıhhat sisteminin süreci muvaffakiyetle atlattığını vurguladı.
Salgın sonrasında emtia ve güç fiyatlarında yaşanan yükselişe değinen Muş, “Emtia ve güç fiyatlarındaki inanılmaz artışlar bütün dünyayı etkilediği üzere bizleri de etkiliyor. Enflasyonda yükselmelere sebep oldu. Enflasyon haricinde Türkiye’de makro ekonomik istikrarlar çok sağlıklıdır. Güç fiyatındaki artışlar, emtia fiyatındaki yükselişler yalnızca bizde değil dünyada son 40 yılın yüksek enflasyonunu yaşatıyor. Bütün ülkeler enflasyonu denetim altına almak için bir arayış, efor içinde. Herkes farklı bir yol uyguluyor. Birtakım ülkeler hala denetim altına alamadı. Hasebiyle bu kaideler altında uğraşlar veriliyor” halinde konuştu.
Enflasyonla ilgili konuşmalarının birtakım siyasilerce farklı taraflara çekildiğini lisana getiren Muş, şöyle konuştu:
“Konuşmamın önünü ve gerisini kesmiş, ne önüne ne de gerisine bakmış. Siyasi hırsları yüzünden, kibirden burnunun önünü görmeyen, bir devir bizde de siyaset yapan lakin bundan medet uman, ne kastettiğimi anlamadan ya da anlamak istemeden bunu gündemine taşıyan, sadece altılı masada bir kenarda kendine yer bulmak için bunun üzerinden dövünen, kim olduğunu çok düzgün biliyorsunuz, 1 Kasım seçimlerinde partimiz yüzde 49,5 oy aldığı vakit ‘bunu ben aldım’ diyen, haydi 49,5’i geçtim buçuğunu al da görelim. Her gün iki kelamından biri ehliyet ve liyakat olan bu siyasetçiye şunu söylemek istiyorum, artık genel lidersin. Ehliyet ve liyakate nazaran parti takımlarını belirledin. Önümüzde seçim var, 49,5’in yalnızca buçuğunu aldığın vakit ne kadar ehliyetli ve liyakatli olduğunu daima birlikte göreceğiz. Bunlara nitekim gerek yok, enflasyonun ne olduğu, sebebinin ne olduğu hakikaten açık. Beşerler, son 40 yılın en yüksek enflasyonunu yaşıyor. Yalnızca bizim ülkede değil, bütün ülkelerde bu türlü. Ben şunu söyledim, ‘dönemimizde enflasyonu aldığımız yerden tek hanelere indirdik, pandemi bitene kadar enflasyon Türkiye’de tek hanedeydi. Emtia ve güç fiyatlarından kaynaklı bir yükseliş var, bunu saymadığımız vakit Türkiye’de enflasyonu denetim altında tutmuş bir parti, iktidarız.’ Bunu kesip farklı yerlere çekmenin kimseye bir yararı yok. Yalnızca insanı küçültür. Daha çok şey söylemek isterim lakin daha fazla rencide etmek istemiyorum. Yolumuza bakıyoruz.”
“Siyaset, milleti ileri götürmek için verilen bir uğraştır”
Devlet yöneticiliğinde deneyimin çok kıymetli olduğunu, 20 yıldır ülkeyi yöneten bir deneyimin milletin karşısına çıkacağını söyleyen Muş, dünyada güçlü başkanların olmadığı yerlerde siyasi tansiyonların ve siyasi boşlukların oluştuğunu lisana getirdi.
Kendilerini muhalefet olarak konumlandıran partilerin altılı masada bir ortaya geldiğini söyleyen Muş, “6’sı masada, 2’si görünmeyen sekiz, tahminen de dokuz partiler. Türkiye’nin gelişimi, Türkiye’yi ileriyle taşımayla alakalı bir sonuç yok. Herkes farklı farklı düşünüyor. ‘Recep Tayyip Erdoğan gitsin de değerli değil sonuç’ tek ortak noktaları, buluştukları nokta o. Bunun haricinde buluştukları bir yer yok. Bu türlü bir siyaset olur mu? Biz siyaseti bu türlü yapmadık, yapmıyoruz, yapmayacağız da. Siyaset milleti ileri götürmek için verilen bir uğraştır. 8 farklı kümenin geldiği bir yerden irade çıkar mı, çıkmaz” tabirlerini kullandı.
“Alım gücümüz enflasyondan kaynaklı bir nebze düşmüş olabilir lakin bunu yeniden geldiği yerin üstüne çıkaracak olan bu iktidardır”
Dünyanın en çok gereksinim duyduğu şeyin güçlü siyasi liderlik olduğunu vurgulayan Muş, şunları kaydetti:
“Dünya, hiç olmadığı kadar gergin ve öngörülemez bir süreçten geçiyor. Türkiye, bu süreci yönetiyor. Şayet dalgalanmaları Türkiye’de bu kadar hissetmiyorsak bunun bir sebebi var. Hükümetin güçlü olması, önderlerin bunu göğüslemesindendir. Yoksa bu hadiselerden çok daha vahim sonuçlar ortaya çıkabilirdi. Alım gücümüz enflasyondan kaynaklı bir nebze düşmüş olabilir lakin bunu üç kat artıran bu iktidardır. Tekrar geldiği yerin üstüne çıkaracak olan da bu iktidardır. Sanayi sitesi, fabrika, üretim dışında bir gündemimiz yok. Bunları konuşuyoruz. İnsanların, bölgenin, Türkiye’nin buna muhtaçlığı var.
Üreterek kazanmak zorundayız. Üreterek Türkiye’ye döviz sokmak zorundayız. Gelecek Türkiye’nindir. İnşallah haziranda yapılacak seçimlerle yine inanç tazeleyerek Cumhurbaşkanımızı ve gerisinde güçlü duracak meclisi seçeceğiz. Buradaki teşkilatımızın bir birlik beraberliği kelam konusu. Herkesin birbirine kenetlenmesi lazım. Gün kenetlenme, Türkiye’yi daha yükseklere çıkarma günüdür. Bütün partimize gönül verenlerin kendini silkeleyip, kenetlenip 2023’e hazırlama günüdür. Parti hepimizin, makamlar değişir. 2023’te evvelkilere göre çok daha yüksek bir takviyeyle Cumhurbaşkanımızı seçmemiz, partimizi parlamentoya taşımamız lazım. Dimdik, Cumhur İttifakı olarak da bu süreci tamamlamamız lazım.”