Lojistik bölümü, gelişen yeni teknoloji ve inovasyonlar ile her geçen gün kendisini yenilemeye ve global iktisada olumlu katkılar yapacak halde kendisini değiştirmeye devam ediyor. Dijitalleşme, yapay zeka, robotik sistemler üzere teknolojik gelişmeleri yakından takip eden ve farklı sistemler ile uygulayan dalın gündemindeki en tanınan mevzulardan biri de otonom araçlar. Otonom araçların şoför ve kaza kaygısı olmadan, dünyanın dört bir yanındaki teslimatları süratli ve düşük maliyetli formda gerçekleştirebileceğinin altını çizen Sintek Lojistik CEO’su Oğuz Büte, bu teknolojinin kesimin geleceğini yakından etkileyeceğini ve değiştireceğini söyledi.
Lojistik bölümünü hakikat eseri, gerçek yerde ve vakitte, gerçek bireye ve yanlışsız fiyatla ulaştırmak olarak özetleyen Büte, bu global tedarik zincirinin yeni halkasının otonom araçlar ve teslimat sistemleri olacağını belirtti: “Son yıllarda tüm kesimlerde büyük değişimler yaratan sanayi 4.0’ın hayatımıza kattığı son yeniliklerden biri de otonom araçlar oldu. Yazılımlar, kodlama sistemleri, yapay zeka, karanlık fabrikalar, IoT, bulut uygulamaları üzere teknolojilerle global tedarik zinciri yeni yapıya süratle adapte olurken, otonom araçlar daha süratli, hasarsız, inançlı, daha az maliyetli ve verimli bir alternatif olarak öne çıkıyor. Yakıt tüketimi ve kesimin öteki kıymetli bir gündem hususu olan karbon emisyonlarının azaltılması konusunda da olumlu sonuçlar doğuracak bu araçlar, büyük ve global lojistik firmaları tarafından artık daha sık tercih ediliyor.”
KAZALARIN AZALMASI MÜMKÜN OLACAK
Sürücüsüz olarak çalışan ve muhakkak bir ağa bağlı olarak, online sistemlerle yönetilecek otonom araçların kaza mümkünlüğü ve şoför yanılgılarını asgarî seviyeye indireceğini söyleyen Büte, bunun da tüm yolları herkes için çok daha inançlı hale getireceğini belirtti: “Dünya çapında meydana gelen trafik kazalarının yüzde 94’ünden direkt şoförler sorumlu. Bunu araçlarda meydana gelen mekanik arızalar ve bakımsız araçlar takip ediyor. Tüm bu yapı göz önüne alındığında şoförsüz otonom araçlarla birlikte trafik kazalarının büyük ölçüde azalması mümkün olacak. Ek olarak bu araçların kullanımları şoförden bağımsız olacağı için yol, hava, araçtaki arızalar vb. koşullara nazaran aracın genel durumu daima online olarak izlenecek ve bu da bakım masraflarının azalmasının ve aracın daha yakından denetim edilerek yükün güvenliğinin sağlanmasının önünü açacak.”
SADECE KARAYOLU DEĞİL, TÜM LOJİSTİK BÖLÜMÜNDE KULLANILIYOR
Otonom araç denildiğinde akla yalnızca yük taşıyan kamyonların geldiğini lakin bu sistemlerin hali hazırda kesimde kullanıldığını vurgulayan Büte, farklı alanlarda inovatif uygulamaların faal olarak tercih edildiğini açıkladı: “Bugün yalnızca şoförsüz araçlar olarak düşünülen bu sistemler, otonom forkliftler, robot kollar, otomatik depolar üzere farklı uygulamalarla hali hazırda lojistik dalında sıkça kullanılıyor. Yalnızca donanım olarak değil yazılım tarafında da önemli uygulamalar görüyoruz. Otonom araçlar tıpkı biçimde yalnızca karayolu değil, havayolu ve denizyolu için de çok önemli ve değerli bir alternatif oluşturuyor. Örneğin büsbütün kendi kendine hareket eden ve yük taşımada kullanılabilecek uçaklar test ediliyor. Tekrar tıpkı biçimde otonom olarak hareket eden kargo gemileri, gelişen teknolojiler ile birlikte çok daha uzak araları kat edebilmeye başladı bile.”
Önümüzdeki birkaç 10 yıl içerisinde otonom araçların ve sistemlerin çok daha kullanacağı ve destekleyici bir yapı kazanacağını söz eden Büte, gelişen teknolojilerle bu sürecin hızlanabileceğini ve yeni uygulamaların daha süratli devreye alınabileceğini tabir ediyor: “Şu an karayolu, denizyolu, demiryolu ve havayolu lojistiğinde kullanılan tüm araçların devreden çıkarılması ve otonom hale getirilmesi önemli oranda bir bütçe ve müddet istiyor. Ek olarak bunun için gerekli teknolojik altyapı ve prosedürler de hazır değil. Fakat birçok şirketin filolarına otonom araçları da alması ve bu alanda farklı stratejiler yürütmesi, lojistik dalının geleceğinin bu tarafta olduğunu gösteriyor.”