Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski avukatı Mustafa Doğan İnal, gazeteciler Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın “Cendere” kitabında hakkında yer alan rüşvet savlarını haberleştirdiği için İleri Haber’den Doğan Ergün ve İzel Sezer’e 11 yıl 4 aya kadar mahpus istemiyle dava açılmasını haberleştiren Bianet’ten de şikayetçi oldu.
‘GÜÇTEN YANA OLANLARDAN KORKACAK DEĞİLİZ’
Bianet’te 7 Aralık 2021’de yayınlanan haber için yapılan şikayet üzerine eski Bianet Genel Yayın Direktörü Nazan Özcan hakkında dava açıldı. Özcan toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Erdoğan’ın eski avukatı Mustafa Doğan İnal’ın şikayetiyle başlayan hakkımdaki soruşturma, davaya dönüştü. Birinci duruşma 8 Aralık’ta. Bilinsin diye söyleyeyim: #GazetecilikSuçDeğildir, #GazeteciliktenVazgeçmiyoruz ve güçten yana olanlardan korkacak değiliz” tabirlerini kullandı.
KABAŞ VE TUNÇ’A DAVA AÇAN SAVCI
Bianet’ten Hikmet Adal’ın haberine göre iddianameyi hazırlayan savcı Sedef Kabaş soruşturmasını yürüten ve gazeteciye 12 yıl 10 aya kadar mahpus isteyen Türkşad Kunthan Uçuk. 2018’de mezun olan Uçuk ayrıyeten gazeteci Hayri Tunç’a da Twitter’daki haber paylaşımları gerekçesiyle “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmekten” dava açmıştı.
‘ELEŞTİRİ SONUNU AŞTI’ İDDİASI
Uçuk iddianamede Nazan Özcan’ı hakaret ve iftirayla suçladı. Haberin Mustafa Doğan İnal’ın “onur, gurur ve haysiyet, toplum içindeki prestiji ve saygınlığını küçük düşürmeye yönelik olduğu” argüman etti. Ayrıyeten haberin basın ve söz özgürlüğü kapsamında tenkit sonlarını aştığı savunarak içeriğinin kamu faydası taşımadığını tezinde bulundu. Haberin “Alenen Hakaret ve Basın ve Yayın Yoluyla İftira” hatasını oluşturduğunu belirten Savcı Uçuk kanıtların somut olduğunu belirterek Nazan Özcan’ın cezalandırılmasını istedi.
İddianameyi kabul eden İstanbul 34. Asliye Ceza Mahkemesi birinci duruşma olarak 8 Aralık’ı belirledi.
‘GAZETECİLİK YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Davayı sürpriz bulmadığını belirten Özcan şunları söyledi:
“Gücün yayında yer almış ve bunun avantajlarını sonuna kadar kullanmak gereksinimi içindeki avukat Mustafa Doğan İnal’ın şikayeti çok beklenmedik değildi doğrusu. Daha evvel birçok gazeteciyi cezalandırmak için iddianameler yazan savcının soruşturmayı davaya dönüştürmesi de sürpriz olmadı.
Şikayetçi, şikayetinden sonra haberimizi de kaldırtmıştı. Haklarındaki argümanların hepsini yok etmek, tarihi silmek istiyorlar. Lakin şöyle bir gerçek var, bugün sildirseler bile, gerçekler er ya da geç kesinlikle ortaya çıkacaktır.
İddianamede argüman edildiği üzere haberimizde “Alenen Hakaret ve Basın ve Yayın Yoluyla İftira” yok. Bunu hem şikayetçi biliyor hem de savcı. Lakin problem, basının sesini kesmek için yeni yollar bulmak. Bu doğal ki birinci değil, son da olmayacak. Ancak bilsinler ki, biz gazeteciler de, basın ve tabir özgürlüğümüzü sonuna kadar kullanmak için direneceğiz. Ayrıyeten şikayetçi avukata Anayasa’yı hatırlatmak isterim: Basın hürdür, sansür edilemez.
Sonuna kadar mesleğimizi, gazeteciliği savunacağız. Tekrar edeyim: Gazetecilik yapmaya, söz özgürlüğümüzü kullanmaya devam edeceğiz. Kaygımız yok, tehditlere ve davalara karşın, gazetecilik kazanacak.” (HABER MERKEZİ)